ADANA MÜLTECİ KABUL BARINMA VE GERİ GÖNDERME MERKEZİ GÖZLEM RAPORU
Ülkemizde mültecilik meselesi sürekli gündemde olan ve hak ihlallerine uğradıkları hususunda şikâyetlerin olduğu bir konudur. Bulunduğumuz bölge itibariyle ve çevremizdeki istikrarsızlık devam ettiği müddetçe mülteci akını da devam edecek gibi görünmektedir. Adana MAZLUMDER olarak şehrimizde bulunan ve bir takım hak ihlallerine uğrayan mültecilere hukuki olarak destek olmak, gördüğümüz eksiklikleri yetkililere bildirmek ve kamuoyuyla paylaşmak hususunda bir gayret içindeyiz.
Bu amaçla 20 Haziran mülteciler gününde gündeme gelen ve basına da yansıyan iddiaları araştırmak üzere gittiğimiz Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde yaptığımız görüşmede, Yabancılar Şube Müdürlüğünün “Mülteci Kabul Ve Barınma Merkezi Ve Mülteci Geri Gönderme Merkezi” olarak hizmet verdiklerini ve burada ziyaretimiz sırasında çoğunluğu Kafkas ve Orta Asya kökenli olmak üzere toplam 37 mültecinin olduğunu öğrendik.
Mültecilerle yaptığımız görüşmelerde gözlemlerimiz:
Yemek sorunu: Mülteciler kendilerine yirmi dört saatte sadece bir öğün yemek verildiğini, o yemeği de yediklerinde rahatsız olduklarını dile getirdiler. Şube müdürünün verdiği bilgiye göre, burada kalanlara normal karakollardaki nezarethanede kalanlar ile aynı ödenek veriliyor o da günlük on liradır. Daha önce yemekler kaymakamlık bünyesindeki aş evinden alınıyormuş onun kesilmesiyle böyle bir sorun yaşanmış, şube müdürü yemeklerin yarından itibaren (24.05.2014) iki öğüne çıkarılacağını söyledi.
Parası olan mültecilerin dışarıdan yiyecek sipariş edebildikleri, ancak buzdolapları olmadığı için bu yiyecekleri de muhafaza edemediklerini söylediler.
Açlık grevi: Burada kalan bizim ziyaretimizden önce gün içinde ruh sağlığı hastanesine sevk edildiği söylenen Lübnan asıllı bir mültecinin yemek yemediğini ve kendisine fiziki olarak zarar verdiğini söylediler.
Şube müdürü şahsın Sinop’tan geldiğini, yemek yemediğini, kendisine verilen yemeği reddettiğini, şahsın psikolojik sorunları olduğu yönündeki kanaatten dolayı ruh sağlığı hastanesine sevk edildiği orada da tedavi kabul etmediğini söyledi.
Fiziki durum: Mültecilerin kaldığı alanın dar bir alan olduğunu, koğuş ve ranza sisteminde odalarda yattıklarını, odaların pis ve havasız olduğunu, boyasının çok eski ve duvarların yazılarla dolu olduğunu, sıcak ve nemli havaya rağmen klima olmadığını gözlemledik.
Tuvalet ve banyo: Tuvalet ve banyoların yetersiz ve pis olduğunu, ancak güneş enerjisi sistemi ile sıcak suyun olduğunu gözlemledik.
Diğer sorunlar: İçlerinde az Türkçe bilenlerle ve onların aracılığıyla diğer mültecilerle konuşabildik.
Üç aydan beri burada olduğunu söyleyen bir mülteci, ailesinin İstanbul’da olduğunu çocuğunun kanser hastası olduğunu, kendisi burada olduğu için onunla kimsenin ilgilenemediğini ve burada ne için tutulduğunu ve daha ne kadar kalacağını bilmediğini söyledi.
Başka birisi; “Oturum iznim vardı ama iptal edildi, ailem İstanbul’da oturum iznimin neden iptal edildiğini ve burada neden tutulduğumu bilmiyorum benimle aynı durumda arkadaşlarım da var.” dedi.
Sınır dışı edilmekten korkuyorlar, sınır dışı edilirsek bizi yaşatmazlar diyorlar.
Cep Telefonu ve internet kullanımına izin verilmediği için ailelerle irtibat kuramadıklarını söylüyorlar.
Açık havaya yeterince çıkamadıklarını ve spor yapamadıklarını söylediler.
İnternete izin verilmediği gibi elektronik diğer cihazlara da izin verilmediği için kitap okuyamıyoruz, müzik dinleyemiyoruz, bilgisayarımız olursa oradan kitap okuruz diyorlar, kendi dillerinde kitap bulmakta zorlanıyorlar.
Sonuç:
Yukarda görüldüğü gibi insan yaşamının en temel ihtiyaçlarının dahi karşılanmadığı bir durumla karşı karşıyayız. En başta yemek, barınma, temizlik, haberleşme gibi çok basit ihtiyaçların dahi giderilememesi utanç vericidir. Bu insanların yemek sorununu devlet çözemiyorsa, sivil toplum örgütleri devreye girerek çözüm üretebilirler. Günlük on lira olarak belirlenen ödeneğin de artırılması gerekmektedir. Sınır dışı edilme endişeleri giderilmelidir. Bir diğer konu da, şehrimize sürekli gelen ve gelecek mültecilerin barınma sorunudur. Valilik bu insanları yabancılar şubesinde gayri insani fiziki şartlarda değil de, insan onuruna yakışır kamp ve benzeri yerler tahsis ederek barındırabilir.
Orhan GÖKTAŞ
MAZLUMDER Adana Şube Başkanı